re
Refik Epikman
1902
-1974
Hakkında
Refik Epikman, Müstakil Ressamlar Grubu’nun hacim ve plan kavramlarına öncelik tanıyan biçimci anlayışına, yaşamının son dönemine kadar içten bir uyum göstermiştir. Yalnız, bu uyumun temelinde, konuyu şematize formlara indirgeme amacının da önemli bir payı bulunması, onu kuşağının öbür ressamlarından ayırır.
Refik Epikman’ın yapıtlarında hacimsellik, çok yalın bir plan ile soyutlayıcı bir görsellikten yola çıkar. İlk tablolarından Dans, bu eğilimin belirgin örneklerinden sayılabilir. Resim doğaya yaklaşsa da ondan derece derece uzaklaşsa da asıl önemli olan. doğa biçimlerinin plastiğe yatkın olan işlevleridir. Bu nedenle sanatçıda, doğanın çok titiz ve çözümleyici bir gözlemden geçirilmesi ile tuvale aktarılması arasında, soyutlayıcı mekanizma, bir dizi etüdü gerekli kılmıştır. Söz konusu etüdlerin temelinde, temel olanı yakalama çabası yer alır.
Hareketlerin yarattığı dikey-yatay uyumu, açık ve kapalı biçim ilişkisi, açık-koyu ayrımı, konunun bağlayıcı etkisini arka plana iter. Sanatında soyutlayıcı işlev, doğaya koşut olarak yürür. Ne doğaya bütünüyle yaklaşır, ne de onu unutturacak bir düzeye gelir. İlk bakışta kübist anlayışı akla getirebilecek hacimsel ve plancı görüntüler, Refik Epikman’ın resimlerinde bir tür görsel laboratuvar arayışının kararlı, disiplinli ve inançlı göstergelerini oluştururlar. Sanatçı, 1930 kuşağı ressamlarının yenilikçi çabalarıyla da yakından ilgili olan bu ortak eğilimin çok sadık bir temsilcisi olmuştur.
Refik Epikman son dönem resimlerinde, doğayı bütünüyle yok sayan soyut geometrik anlayışı benimseyen bir yöne kaymışsa da, temeldeki anlayışı hiçbir zaman gözden uzak tutmamıştır. Bu, onun uzun bir çalışma evresinden sonra varmış olduğu soyutlayıcı işlevin son halkası, bir uç aşamasıdır.